ALS hastalığını sanıyorum ilk defa bir iş arkadaşımın babası dolayısıyla duymuştum. Hastalık 100.000 kişide 1-1.5 oranında görülüyormuş. Hastalık ölümcül bir hastalık ve ortaya çıkışının ardından birkaç yıl içinde ölümle sonuçlanıyor. İlk duyduğumda da hastalığın gelişme seyrinin yıkıcılığı beni derinden etkilemişti. Sağlıklı çalışmaya devam eden zihin, bellek ve ruhun yanında giderek çöken beden. Bunun bilinçli yaşanması şu anda, bu satırları yazarken bile tüylerimi ürpertiyor.
ALS hastalığına hem dikkate çekmek, hem de bu konuda bağış toplamak üzere yapılan ve sosyal medyada inanılmaz bir ilgi görerek çok hızla yayılan “Buz Kovası İddiası” kampanyası temel olarak şöyle çalışıyor: Bir tanıdığınız sizi iddiaya davet ediyor. İddia: 24 saat içinde ya $100 bağış yapmanızı ya da kafanızdan aşağı bir kova suyu dökmenizi gerektiriyor. Ancak iddiaya çağrılan birisi sadece bağış yaptığında ve kafasında aşağı bir kova su dökmeyip, bunu videoya çekmeyip, sosyal medyada paylaşmadığında, şu anda kampanyanın yarattığı viral etki haliyle yaratılamayacağından, -umuyorum- çoğunluk hem kafasından aşağı bir kova suyu boca ediyor, hem de bağışını yapıyor. Bizim viral etkiye katkımız da aşağıda.